Quantcast
Channel: Tasarım | ListeList.com
Viewing all 353 articles
Browse latest View live

2049’da Yaşıyormuşsunuz Hissi Verecek 22 Fütüristik Tasarım

$
0
0

Teknoloji, dizayn ve mimari yaşamımızı her geçen gün durdurulamaz ve takip edilmesi güç bir hızda değiştirirken geleceğin nasıl görüneceğini tahmin etmek bir hayli zor. Şansımıza artık tahminlere bırakmıyoruz durumu. Neyse ki son derece yetenekli tasarımcılar, yaratıcı estetikleri sayesinde geleceğin fütüristik tasarımlarla nasıl gözüktüğünü bizlere gösteriyor. Sizler için gelecekten fırlamış gibi duran çağın ötesinde tasarımları derledik. Şimdiden iyi okumalar!

1. Doğadan bir parçayı banyonuza taşıyacak olan özel bölmeli bir küvet tasarımı

2. Karanlıkta yolunuzu aydınlatan LED panellere sahip merdiven

3. Duvarla bir bütün masa

4. Tatmin edici bir biçimde dizayn edilmiş sürdürülebilir ahşap tasarımlar

View this post on Instagram

What does sustainable furniture look like? @pirwi, a design-centric and green home furniture brand, was founded in 2007 by the industrial designers Alejandro Castro and Emiliano Godoy. Today, the company works with more than 25 designers, architects and artists. What makes Pirwi different: the company's focus on responsible manufacturing. Pirwi thinks about energy efficiency every step of the way. Factory shifts are scheduled to make commutes more efficient for factory workers. Products are built using F.S.C.-certified birch plywood and a non-toxic, biodegradable finish. And most Pirwi pieces “are designed to be disassembled after they complete their life cycle,” said @ian_ortega, Pirwi's director of design. Ian has worked with Pirwi for more than a decade. “I completely believe that design can be a positive changer to our society, environment and economy,” he said. Recently, he showed us around Pirwi's showroom and factory. While certain products—like the “Noviembre” stool—can be built in less than a day, some take weeks. “Some products require a lot of hours of specialized hand labor that no machine is capable of,” Ian said. Watch our Story to take a look inside the factory—and to see a few more items like these. (Here, the Mecedora Rocker, Mesas Eje and Librero Monumento.) 📸: @dberruecos This story is part of #BehindTheDesign, a series that explores the processes and workspaces of designers from across the world. In October, we're featuring Mexico City. . . . #MexicoCity #Pirwi #IanOrtega #pirwishowroom #diseñomexicano

A post shared by @design (@design) on

5. Odanızın modunu ve rengini anında değiştirebilirsiniz

6. Mutfağınıza doğayı biraz daha dahil edin

7. Hızlı tasarıma sahip taşınabilir kablosuz klavye

8. Bu sandalyeler size uzun zamandır beklettiğiniz kırmızı şarabınızı hatırlatacak

9. Kolayca şekil değiştiren çok amaçlı mobilya

10. Tüm odayı aydınlatan ahşap resepsiyon

11. Hipnotize eden saat tasarımı

12. Kaydırak mı merdivenler mi?

View this post on Instagram

Slide or stairs?!

A post shared by Yanko Design (@yankodesign) on

13. Arjantin’de dekorasyonu üst seviyeye taşımış bir kafe

14. Bitkiler için bir alan sağlayan çok amaçlı bank tasarımı

15. Havada bitki yetiştirmenize olanak sağlayan sıfır yerçekimli ekosistem

16. Yaratıcı ve farklı 3D lamba dizaynı

17. Gelecekten bir musluk tasarımı

18. Bir dinlenme odası böyle gözükmeli

19. Zarif yapılı ahşap masa

20. Bisiklet severlerin riyası niteliğindeki monte aparatı

21. Huzur dolu bir iç mekan

22. Yerçekimine meydan okuyan bir yemek masası, son derece de kullanışlı

Bonus: Şaşırtıcı derecede kullanışlı ve pratik yer değiştiren raflar


Bitkilerin Ruh Halini Anlamanızı ve Onlarla Konuşmanızı Sağlayan Akıllı Saksılar

$
0
0

Mu Design, bitkilerin durumunu takip edebileceğiniz, bitki bakımı konusunda çok bilginiz olmasa bile bitki yetiştirmenizi sağlayan ve bunu kolaylaştıran bir uygulama geliştirdi. LED ekran aracılığı ile bitkinizin durumunu kontrol edebileceğiniz akıllı saksı Lua, çeşitli emojiler ve yüz ifadeleriyle günlük durumunu size bildiriyor.

Birçoğumuz bitkiler ve çiçeklerle konuşuruz… Peki ya onlar da bizimle konuşsaydı?


Birçok kişi özenle bakmaya çalıştığı bitkileri ve çiçekleriyle konuşur. Onlarla iletişim kurmaya çalışır ama her zaman net cevaplar alamaz 🙂 Bu akıllı saksı Lua’yı geliştiren mucit, bu ihtiyacı anlamış olacak ki böyle bir dehaya imza atmış. Bu harika buluş sayesinde, evinizin balkonunu muhteşem bir organik bahçeye dönüştürebilirsiniz.

Bitkileriniz ve çiçeklerinizin ruh halini okuyun


Sararmış yapraklar gibi belirgin işaretlerin dışında, bitkilerinizin ruh halini anlamak zordur. Ancak Lua, doğayla insan arasındaki iletişimi mümkün kılar. Halen Indiegogo’da yüzde 200’ün üzerinde fon sağlanan “duyguları olan akıllı saksı” bir uygulamanın yardımı ile çalışmaktadır. İndirme işleminden sonra kullanıcılar, saksının anında çevirip okuyabileceği, uygulama tarafından oluşturulan bir QR kodunu tarar. Oradan, sahip olduğunuz bitkinin türünü seçersiniz ve bitkinizin ihtiyaç duyduğu şeylerle ilgili basit mesajlar almaya başlarsınız. Yine de, acımasız sözler ve yüz ifadeleri görmeye hazırlıklı olun. Çünkü Lua, sözcükleri veya yüz ifadelerini anlamaz.

15 farklı ifadeyle bitkileriniz ve çiçekleriniz sizinle konuşacak


15 farklı evrensel animasyonlu duygudan oluşan bir kütüphane kullanarak Lua, kullanıcısına bitkinin sağlığını ve genel durumunu anlatır. Ayrıca bitki yetiştirme deneyimine biraz eğlence katan başka ifadeler de kullanabilir. Artık bitkinizin yaprakları solmadan ve dökülmeden önce bitkinizin durumunu anlayabileceksiniz. Çünkü, Lua LED ekranından, susuzluğunu belirtmek için ağzı açık ve dili dışarıda bir yüz ifadesiyle size haber verecektir. Öte yandan, aşırı suya doyan bitki, kullanıcıların sulamayı yavaşlatmalarını sağlayan hastalıklı bir yüz emojisiyle sizinle iletişim kurar.

Bitkileriniz ve çiçeklerinizin bir yüzü olsaydı ne olurdu?


Eğer bitkiniz, serpilmesi için çok uzun süre güneş ışığında kalmışsa, Lua daha fazla güneş ışığına maruz kalmak istemediğini, bir vampir yüzü göstererek ifade eder. Lua’nın yüz ifadesine bakın, vampir dişlerini gördüğünüzde, bitkinin ışığa daha fazla maruz kalmaması için yerini değiştirin ve evinizdeki gölgeli bir alana yerleştirin.

Ayrıca Lua, hareket algılamayamama ve bir QR kodunu okuyamama gibi durumlar için farklı ifadeler de kullanır.

Lua’yı internetten sipariş edebilirsiniz


Lua için düzenlenen Indiegogo kampanyasında 11 gün kaldı. 111 $ karşılığında Mu Design internet sitesinden bir tane sipariş verebilirsiniz. Şirket, bu akıllı saksıları 2019 Aralık ayına kadar dağıtıma çıkarmayı planlıyor.

Kaynak: 1

Fantastik İstanbul Tasvirleriyle Adeta Bir Masal Dünyası Yaratan Yasin Yaman

$
0
0

Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul, tarihe tanıklık eden en önemli kentlerden biri. Yıllar boyunca önemli bir konuma sahip olan İstanbul, birçok sanatçıya da ilham kaynağı oldu. İstanbul’un eşsiz manzaraları objektifleri doldurdu, tuvalleri süsledi. İstanbul’un tarihi, filmlerle anlatıldı. Grafik Sanatçısı Yasin Yaman ise yaptığı çalışmalarla İstanbul’u çok farklı bir şekilde tasvir etti.

Grafik Sanatçısı Yasin Yaman, İstanbul’a ve hayvanlara olan sevgisini yaptığı sürrealist çalışmalarla birleştiriyor

Dijital manipülasyon tekniğiyle yaptığı çalışmaları Instagram hesabından paylaşan sanatçı, büyük beğeni topluyor

Sanatçı çalışmalarında yalnızca hayvan figürlerini kullanmıyor

Ayrıca İstanbul’un simgesi olan tarihi eserleri de hayal gücüyle birleştiriyor

Yasin Yaman’ın çalışmaları TRT World ekranlarında yayınlanan Showcase isimli kültür-sanat programına da konu oldu

İşte başarılı sanatçının çalışmalarından bazıları

1.

2.

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10.

11.

12.

13.

14.

15.

16.

17.

18.

19.

20.

21.

22.

23.

24.

25.

26.

27.

28.

29.

30.

Erkeklerin Yayılarak Oturmasını Yaratıcı Bir Şekilde Engelleyen Sandalye

$
0
0

Ataerkil bir dünyada yaşayan biz kadınlar, her gün pek çok sözlü, davranışsal ya da fiziksel ihlal, istismar, taciz ve hatta tecavüze maruz kalıyoruz. En şanslı kadın bile, hayatta en az bir kez bir erkek tarafından sınırlarının ihlal edilmesi durumuna maruz kalıyor.

Bu farkındalık ve feminist içgörüyle yola çıkan genç tasarımcı Laila Laurel, manspreading yani erkeklerin kamusal alanda ‘yayılarak oturması’nı önlemek amacıyla bir sandalye tasarlıyor. Bu tasarımın yenilikçi, sıradışı ve iddialı olmasının nedeni ise eleştirel bir motivasyonla yapılması elbette… Gelin Laura Laurel’in hikayesine yakından bakalım. Ama önce nedir bu manspreading, bunu açıklayalım!

Manspreading nedir?


Temel olarak manspreading kavramının Türkçe açıklaması, bir erkeğin kamusal alanda bacaklarını açarak oturması ve bu şekilde diğer insanların kişisel sınırlarını ihlal etmesidir. Aslında bu kavram, kimsenin toplu taşıma araçlarında yanınıza oturmaması için çantanızı yan taraftaki boş koltuğa koymaya benzer. Yani manspreading, erkeklerin kamusal alanda daha fazla alan talep etme yöntemidir.

Manspreading cinsiyetçi bir toplumsal yapının yansımasıdır!


Ben burada bir sorun göremiyorum diye düşünüyorsanız ataerkil düşünce gözlüklerinizi masaya bırakıp, konuya bir daha bakmanız gerekir. Çünkü bu durum en hafif ve yüzeysel anlamıyla kabalıktır. Genellikle toplu taşıma araçlarında bir kişi, iki veya üç kişi için yeterli oturma alanına sahip olur. Eğer kalabalıksa, bu, oturabilecek kişilerin ayakta durduğu anlamına gelir.

Bazen başkalarının kişisel alanlarını ihlal eden insanlarla karşılaşırız. Yayılma diğer insanlarla temas etmesine neden oluyorsa, asla kabul edilemez. Kasıtlı olarak birinin kişisel alanını ihlal etmek düpedüz tacizdir


Manspreading etrafındaki sosyal normlar cinsiyetçidir. Bu şekilde oturan bir kadın göremezsiniz. Zaten bu şekilde oturan bir kadın, en hafif tabiriyle kamusal alanın eleştirileriyle karşılaşır. Hatta öyle ki, kadının cinselliği ve cinsel yönelimi ile ilgili haksız sorular ve yargılar gündeme gelir. Fakat aynı şeyi bir erkek yaptığında, durum normalleşir. Bazı adamlar sorunu gerçekten kötü gerekçelerle daha da büyütür. Bir erkeğin dizlerini bitişik tutmasının daha zor olduğu iddiasının somut kanıtı yoktur. Erkek anatomisinin doğru oturmayı imkansız hale getirdiği iddiası gülünçtür. Kalçaları birbirine kenetlemek ve dizleri 90 derecelik bir açıyla ayarlamak arasında bir fark vardır. Düzgün duruş biraz çaba gerektirir ama nihayetinde erkekler de diğer insanlar gibi derli toplu oturmayı başarabilirler, en azından kamusal alanda!

Manspreading tarihçesi


Manspreading kavramı, yüzyıllardır hayatımızda olmasına rağmen durumun bir sorun olduğunun işaret edilmesi çok uzun zaman aldı. İlk kez, bu kavramdan 2010 yılında Urban Dictionary’de bahsedildi ve o zamandan beri yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor.

2013’teki bir Tumblr gönderisi özellikle yayılmadan bahsetmiyordu ancak bazı erkeklerin bacaklarının trende daha fazla yer kaplamasından bahsetti. 2014 yılında bir New York kamu hizmeti kampanyasında “Dostum… Lütfen yayılmayı bırak, Bu bir kişisel alan meselesi” yazılı işaretler kullanıldı ve erkeklerden, toplu taşıma araçlarında kendilerine ayrılan bir koltuk kadar alanda derli toplu oturmaları ve diğerlerine saygı göstermeleri talep edildi.

Feminizmden ilham alınarak tasarlanan manspreading önleyici sandalyenin hikayesi


Brighton Üniversitesi 3D Tasarım bölümünden mezun olan, 23 yaşındaki Laila Laurel ile tanışın. “Manspreading İçin Bir Çözüm” adlı bitirme projesi için iki ahşap sandalye yarattı. Bu sandalyelerden birisini erkekler ve diğerini kadınlar için tasarladı. Erkekler için tasarladığı sandalye, bacakları kapalıyken oturmaya zorlayacak şekilde biçimlendirilmişti. Kadınlar için tasarladığı sandalyede ise, ortada küçük bir odun parçası bulunuyordu. Böylece kadınlar, sandalyede bacakları açık şekilde oturabilecekti.

Dördüncü dalga feminizmin tasarım hali


Sandalye tasarımının ardında, kadınların her gün karşılaştığı sorunu eğlenceli bir biçimde dile getirmek fikri vardı. Genç tasarımcı, tasarım pratiğinin dördüncü dalga feminizm ile bir araya geldiğini ve bu parçalar için en büyük ilham kaynağının, kadınların yaşadıkları cinsiyetçiliğe tanıklık edebilecekleri bir platform olan Laura Bates’in Gündelik Hayatta Cinsiyetçilik Projesi olduğunu belirtti.

Laurel’in bu çalışması, Belmond Ödülü kazanmasını sağladı. Bu projenin, bilgi verme konusundaki önemli rolünü, bir kişinin davranışını ve günümüzdeki toplumsal konuları araştıran, cesur ve amaç odaklı bir tasarım olduğu için ödül kazandığı belirtildi.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Ciddi bir sorunu, zeki, yaratıcı ve eğlenceli bir üslupla ifade eden Laura Laurel’i gönülden tebrik ediyoruz. Böyle ufuk açıcı çalışmaların artarak çoğalmasını diliyoruz…

Çinlilerin Geliştirdiği Çiple Kendi Kendine Hareket Edebilen Bisiklet

$
0
0

Özellikle son 5 yılda teknolojinin geldiği nokta, bize geçmişte hayal ettiğimiz pek çok şeyin mümkün olduğunu gösterdi. Yapay zekanın kullanılmaya başlamasıyla birlikte, hayatımızı kolaylaştıran akıllı cihazlar üretildi. Teknolojinin gelişimi yalnızca gündelik yaşamda değil, pek çok bilim dalında da büyük ilerlemelerin yaşanmasına neden oldu. 3D yazıcılar ile üretilen organlar insanlara nakledildi, pek çok fabrikada ise işçi robotlar kullanılıyor. Yaşanan son gelişme ile ise insanı taklit eden bisiklet üretildi. Çinlilerin tasarladığı bu bisikleti gelin hep birlikte inceleyelim.

Çinliler pratik tasarımlarıyla adından söz ettiren bir millet

Hatta dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz özgün teknolojik ürünler Çin’de yer alıyor

Çin Tsinghua Üniversitesi’nden araştırmacılar yapay zeka çipi kullanarak, kendi kendine gidebilen bir bisiklet üretti

İnsan beyninin algoritmalarından esinlenerek üretilen bir çiple geliştirilen bisiklet, sesle yönlendirilebiliyor

Tianjic olarak adlandırılan bu yapay zeka çipi sayesinde bisiklet otonom olarak hareket edebiliyor

İki farklı işlemci teknolojisini birleştiren bu hibrit tasarım, motor ve denge kontrolünü kendi kendine kuruyor. Bisiklet, kendi kendine engellerden kaçabiliyor

İnsan beyninin algoritmalarından yola çıkarak tasarlanan bu çiple, yapay zeka endüstrisine büyüm katkı sağlanacak


Kaynak: 1

Görenleri Kendine Hayran Bırakacak Güzellikte 15 Devasa Heykel

$
0
0

Sanatın her dalı ayrı güzel. Resimden müziğe, tiyatrodan sinemaya ortaya çıkan her sanat eserinin kendine özgü bir tarzı ve hikayesi bulunuyor. Bu nedenle de tüm sanat eserleri eşsiz. Görsel sanatı belki de en güzel şekilde yansıtan heykeller ise, sanatın farklı bir boyutu. Heykel sanatının tarihi, çok eskilere dayanıyor. Rönesans Dönemi’nde Da Vinci ve Michelangelo gibi dünyaca ünlü sanatçıların yaptığı heykeller günümüzde de milyonlarca insan tarafından ziyaret ediliyor. Tabii ki zaman geçtikçe, heykel sanatında da gelişim yaşandı. Küçük ölçekli heykellerin yerine artık daha büyük boyutlarda heykeller de yapılıyor. Görenleri kendine hayran bırakacak, dünyanın farklı yerlerinde 15 çarpıcı heykeli listeledik.

1. Körpüler Kurmak / İtalya

İtalyan sanatçı Lorenzo Quinn’e ait olan bu heykel tam 15 metre uzunluğunda. Sanatçı heykeli, 58. Venedik Bienali kapsamında tasarladı. Her bir çift el ise; arkadaşlık, umut, sevgi, bilgelik, güven ve sevgi gibi insani değerleri temsil ediyor. Ayrıca heykel, dünyayı daha iyi hale getirmek için farklılıkları aşan insanları simgeliyor.

2. Wat Samphran / Tayland


Tayland’ın başkenti Bangkok’ta yer alan bu ejderha heykeli ise bir budist tapınağını çevreliyor. Heykelin yüksekliği 80 metre içerisinde ise bir döner merdiven bulunuyor.

3. The Awakening / ABD


Amerika’da Columbia Bölgesi’nin hemen dışında, Prince George’s County’deki Ulusal Liman’da bulunan bu heykel, yeryüzüne sıkışmış dev bir insan gibi görünüyor. 5.2 metre genişliğinde ve 21 metre uzunluğunda. Heykel, kendini serbest bırakmak için mücadele eden bir adamı temsil ediyor.

4. Jadayupara / Hindistan


Hindistan’da yer alan bu heykel ise dünyanın en büyük kuş heykeli olma özelliğini taşıyor. Jatayu Earth’s Center içerisinde yer alan heykel, turistler tarafından ziyaret edilebiliyor.

5. Vigeland Parkı / Norveç


Gustav Vigeland’ın heykel parkının bir parçası olan bu eser, insan yaşamının bir aşamasını betimliyor. Parkta bu temada toplam 212 heykel bulunuyor.

6. Bregenz Festivali, Avusturya


Bregenz Festivali, her yıl Avusturya’da düzenleniyor. Festivalde çeşitli sanat eserleri, yüzen bir sahnede sergileniyor. 2011 ve 2012’de kullanılan bu özel heykel ise Jacques-Louis David’in resmi La Mort de Marat’tan ilham alınarak oluşturuldu.

7. Cabeza Vainilla / Meksika


Meksika’da yer alan bu 3 tonluk dev heykel ise, bronzdan yapıldı. Cabeza Vainilla, insanlığın büyüklüğünü simgeliyor ve insanların etkileşime geçebilmesi için halka açık bir alanda sergileniyor.

8. Le Corbusier / ABD


Bu heykel ise, Le Corbusier olarak tanınan Charles-Edouard Jeanneret İsviçre asıllı Fransız mimarın bir tasviri. Sanatçı Xavier Veilhan, modernizme büyük katkı sağlayan Le Corbusier’i onurlandırmak için bu heykeli yaptı.

9. La Pleureuse / Japonya


Claude ve Francois-Xavier Lalanne’in yaptığı bu heykel, La Pleureuse, Japonya’daki Hakone Açık Hava Müzesi’nde sergileniyor.

10. Behind The Walls / ABD


ABD’de yer alan bu heykeli yapan sanatçı ise Jaume Plensa. Sanatçı heykelin hikayesini şöyle anlatıyor; “Bazen ellerimiz en büyük duvarlar. Gözlerimizi koruyabilirler ve etrafımızda olanlara karşı kendimizi kör edebiliriz. Bana göre, içinde bir mesajla güzel bir nesne yaratmak bir saplantı.” Bu etkileyici sanat eseri de dev heykeller listemizde yer almaya hak kazanıyor.

11. The Sun Spot / ABD


Bu heykel ise ABD’de Denver Hayvan Barınağı’nın hemen dışında sergileniyor. Heykel 20 metre uzunluğa sahip.

12. Brengenz Festivali / Avusturya


Bregenz Festivali’nde sergilenen bir başka çarpıcı heykel.

13. Okyanus Atlası / Bahamalar


Okyanus Atlası, dünyadaki en büyük sualtı heykeli olma özelliği taşıyor. Tam 18 metre boyundaki bu heykel, okyanusun ağırlığını omuzlarında taşıyan yerel bir Bahamalı kızı tasvir ediyor.

14. Possibilities /Güney Kore


Jaume Plensa’nın bir diğer sanat eseri ise, Güney Kore’de yer alan; Possibilities heykeli. Kore alfabesinin harflerinden yapılan bu heykelde; sevgi, barış, dostluk gibi kelimeler yer alıyor.

15. Rabarama Heykelleri


İtalya’da yer alan bu heykeller, Rabarama isimli bir sanatçıya ait. Rabarama, derileri üzerinde çeşitli renkli desenleri, sembolleri ve harfleri olan kadın ve erkek heykeller yapıyor. Heykeller, sanki yoga veya başka bir egzersiz yapıyormuş gibi görünüyor.

Kaynak: 1

Sanat Algısını Kökten Değiştiren Pisuvarlı Dadaist Sanatçı Marcel Duchamp

$
0
0

Fransız Sanatçı Marcel Duchamp, sanatta temsilcisi olduğu Dadaizm akımıyla 20. yüzyılda sanatın tabularını yıkmış ve yenilikler getirmiştir. Dadaizm (Kuralsızlık) akımı dışında Ekspresyonizm (Dışavurumculuk), Kübizm ve Fütürizm (Gelecekçilik) akımlarından da etkilenmiş, eserlerine buna uygun olarak vermiştir. Müzeye bir “pisuvar” ile giderek sanata damgasını vurmuştur. (Sanat akımlarını merak edenleri buraya alalım.)

Marcel Duchamp, 28 Temmuz 1887’de Blainville-Crevon’da doğdu. Fransız-Amerikalı bir sanatçı olan Duchamp’ın asıl adı “Henri-Robert-Marcel Duchamp”

Ailesinin dedesinden kaynaklanan sanatsal bir yeteneği vardı. Çocukluğu satranç oynamak, kitap okumak, müzik dinlemek ve resim yapmakla geçti


Duchamp ailesinin yedi çocuğundan -Marcel dahil- dört çocuğu sanatçı oldu. Marcel’in en eski eserlerinden biri olan “Landscape at Blainville” (1902), ailesinin Claude Monet’e olan sevgisini yansıtıyor.

Marcel Duchamp iki abisiyle iyi anlaşıyordu ve sanatçı olmak için evi terk ettiğinde Paris’teki Académie Julian’da abilerinin sayesinde okudu


Bir süre karikatür çizerek para kazandı.

1897-1907 Corneille Lycee’de felsefe, tarih, belagat, aritmetik, fen, İngilizce, Almanca, Latince ve Yunanca içeren ağır bir eğitimden geçti. Bu yıllarda Empresyonizm, simya ve gizemli bilimlerle ilgilendi


1904’te Paris’i ziyaret etti. 1908 Courrier Français Gazetesi’nde çalıştı.

I. Dünya Savaşı’na karşı çıkıp ABD’ye yerleşti. Max Stirner’in görüşlerinden etkilenerek bu fikirleri kendi sanatına yansıttı


I. Dünya Savaşı öncesinde birçok sanatçının eserini “retinal” yani sadece göze hitap eder bulmuş ve bunun yerine sanatı “yeniden zihnin hizmetine sunmak gerektiğini” söylemiştir. Böylece Dadaizm akımı sanatçılarının ilgisini çekmiştir. Ayrıca siyasal görüş olarak bireyci anarşist olarak tanımlanabilir.

Raymond Roussel’in “Impressions d’Afrique” oyununa Picabia ve Guillaume Apollinaire ile katıldı. Bu deneyimden sonra bir ressam olarak bir yazardan etkilenmenin çok daha iyi olduğunu belirtti


1911’de Francis Picabia ile tanıştı.

1912’de Münih’i ziyaret etti. “Merdivenden İnen Çıplak” adlı tablosu, Section d’Or sergisinden reddedildi. Temmuz ayında “Büyük Cam”ın ilk eskizlerine başladı


Bu eserinde Kübizm anlayışına karşı durmuş, nü ve hareket kavramlarını birleştirerek Kübist form yakalamıştır. Aynı eserle Kübist sanatçıları eleştirmiş ve aralarında tartışmalara yol açmıştır.

New York’a gitti ve büyük “Armory Show” sergisine “Merdivenden İnen Çıplak” ile katılarak skandal yarattı


“Zaman ve Mekanı Ölçülendirme Sistemi”ni geliştirdi. “Şansın Yasaları”nı konu alan müzikal kompozisyonlar yazdı.

Yeniden New York’a giderek Francis Picabia ile buluştu. Destek alarak çağdaş sanat sergisini açtı. New York Dada hareketinin merkez katılımcısı oldu. Zürih Dada ile bağlantı kurdu


“Büyük Cam” üzerine çalışmaya devam etti.

Dönemin Dadaist sanatçılarından birkaçı 1917’de toplanarak “Bağımsız Sanatçılar Derneği”ni kurdu. Derneğin sergisinin mottosu “jüri yok, ödül yok” olarak belirlendi


M.Duchamp da bu derneğin yönetimindeydi.

Dada ve Anti-Sanat kuramlarından etkilenerek Anti-Sanat niteliği taşıyan çalışmalar yaptı. Manifestolarından sonra derneğin sergisine “R. Mutt” takma adıyla “Çeşme” ismini verdiği porselen bir pisuvar ile başvurdu ve reddedildi

Duchamp sergiye göndereceği sanat eserini hazırlamak için evinden çıktı ve tuvalet malzemeleri satan bir dükkana gitti. Uygun olduğunu düşündüğü bir pisuvarı aldı, stüdyosuna götürdü, imzaladı ve sergiye gönderdi


Sergi komitesi bunun bir eser olmadığını ve sergilenemeyeceğini söyleyerek reddetti. Bu olay Dadaist sanatçılar arasında bir olay oldu.

“Çeşme” isimli bu eserde M.Duchamp Dadaizm akımına bağlı olarak kuralları reddetti ve o eserin ne olduğu değil, ona sizin tarafınızdan nasıl anlam yüklendiği önemliydi. M.Duchamp da o pisuvara çeşme anlamını yükledi

1920’den itibaren, Duchamp, cinsel kimlik fikirlerini tam olarak araştırmak için alternatif bir kadın kişiliği olan Rrose Selavy’i kabul etti

1936’da Ducam tarafından imzalı olan ünlü Şişe Rafı serisini hazırlamaya ve sergilemeye devam etti ve 1947’de Paris’teki Sürrealizm sergisinin gerçekleşmesine büyük yardımı dokundu


Eserlerinin Paris coğrafyasıyla da ilgili olduğu düşünülüyor.

Saçını kuyruklu yıldız biçiminde kestirdi ve sanatsal rekabetten ve kendini kanıtlama çabasından çekildi. Artık sadece satrançla uğraşmaya başladı ve 2 Ekim 1968’de Neuilly-sur-Seine’de vefat etti

Emlakçıların Karşılaştığı Birbirinden Ürkütücü 25 Tuhaf Ev Tasarımı

$
0
0

Emlakçı Venessa Van Winkle bazı evlerin iç tasarımının ne kadar tuhaf ve ilginç olduğunu paylaşmak istedi ve bu evlerin fotoğraflarını sosyal medyada yayımlayarak hangisinin daha kötü olduğuna dair oylamayı serbest bıraktı. Size göre hangi tasarım daha tuhaf? Seçmekte zorlanacaksınız.

1. Evinize giren insanlar sizi banyo yaparken görme yetkisine de sahip olabilir

2. Klostrofobisi olmayanlar için bile oldukça dar

3. Tuvaletteyken aynı zamanda salondaymış gibi hissettiren kraliyet banyosu

4. Bunu neden böyle yaptığının mantıklı bir açıklaması olmalı

5. Küvetin etrafındaki halının hazin sonu görülüyor

6. Kim istemez ki misafirler sohbet ederken tuvalette onları dinlemeyi. Hem de bu kadar yakından…

7. Acaba daha neresi pembe olabilir?

8. Rengi sebebiyle kocaman bir havuzun içindeymişsiniz hissi veriyor

9. Dedikoduya tuvalet molası vermek istemeyenler için ideal

10. Aslında bu tasarımın amacı küçük köpeklerin dışarı rahatça bakabilmeleri

11. Renk uyumu tamam da mutfağa küvet koymak neden?

12. Bir sürü anne eli aynı anda değmiş gibi

13. Fotoğraflarda hangi profilden daha güzel çıktığını merak edenlere özel

14. Sadece mavi gökyüzü olsa olurdu ama mutfağınızda kocaman bir inek düşünün

15. Bir Meksika restoranı mı yoksa görme testi için kullanılan bir resim mi?

16. O camlar için tabii ki o boyda bir perde yeterli olur

17. Her yer tamamen sarı. Tıpkı yazın içilen büyük bir bardak limonata gibi

18. Eğer evinize hiçbir yerden hiçbir şekilde ışık girmesin istiyorsanız bu fikir sizin için

19. Bilgisayarda parmağımız ctrl+v tuşuna basılı kalmış gibi bir görüntü

20. Aynaya ulaşabilmek için boyunuzun biraz uzun olması gerekiyor

21. Musluk da konulduğu zaman oldukça havalı görünecek

22. Kelebeklerin üstüne oturmak sizn bileceğiniz iş tabii ki

23. Basamaklar küvete girmek için biraz tehlikeli olabilir

24. Çok karışık çok

25. Adeta bir Romeo ve Juliet sahnesi gibi


İmamoğlu’nun Beyazıt Meydanı’nda Projesini Kullanacağı Turgut Cansever

$
0
0

Türk mimarîsinin önemli isimlerinden Turgut Cansever adını bugünlerde İstanbul özelinde sıkça duyuyoruz. Kendisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Beyazıt Meydanı’nda yapılacak düzenlemeler için projesini referans aldığı isimdir. Turgut Cansever’in 1960’lı yıllarda hazırladığı bu ödüllü projesinin tam adı “Beyazıt Meydanı Yayalaştırma ve Düzenleme Projesi”dir. Ekrem İmamoğlu da “Bu yarışma paralelinde burayı hızlıca bitirebilme imkanına sahibiz. Arkadaşlarımdan teknik çalışmayı sonlandırmalarını istedim. Yarışmayı kazanan merhum Turgut Bey’in kızı ile görüşecekler. Amacımız, burayı, çok değerli danışman hocalarımızın da katkılarıyla kısa zamanda bitirip, bölgeyi hızlıca turizme kazandırmak, İstanbullunun gelip keyifle tarihi yaşayabileceği, herkesin keyifle tat alabileceği bir alan yaratmak. Ben de İstanbul Üniversitesi’nin bir öğrencisiyim. Sahaflar çarşısı, Kapalı Çarşı, Beyazıt Camii ve çevresindeki müzeler, çınar altında çay içme… Buranın doğallığını koruyucu bir imalatı, hızlıca bitireceğiz” şeklinde konuşmuştu. Peki ülkemizdeki birkaç ilkin sahibi, kıymetli mimar Turgut Cansever kimdir? İşte biz ona bakacağız.

1. İlk zamanlar


Turgut Cansever 1 Ocak 1921’de Antalya’da dünyaya gelir. Babası tıbbiyeli Doktor Hasan Ferid Bey, annesi Kız Öğretmen Okulu’nun ilk mezunlarından Hatice Samime Hanım’dır. Cansever ilk öğrenim yıllarını Ankara ve Bursa’da geçirir. Daha sonra ailecek İstanbul’a taşınmaları neticesinde Galatasaray Lisesi’nde öğrenimine devam eder.

2. Yüksek öğrenim ve sonrası


Mimar Cansever yükseköğrenimi için İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Mimarlık Bölümü’nde okur ve burayı 1946’da bitirir. Bir süre hocası Sedat Hakkı Eldem’in asistanlığını yapar ve 1949 tarihli doktora teziyle bir ilki gerçekleştirir. Turgut Cansever bu yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde ‘’Selçuk ve Osmanlı Mimarisinde Üslup Gelişmeleri: Türk Sütun Başlıkları’’ adlı doktorasını tamamlayarak, Türkiye’de sanat tarihi alanında yapılan ilk doktorayı hazırlamış olur. Kendisi ayrıca ülkemizde doktora yapan ilk mimar olarak da bilinir.1950 – 51 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyeliğine getirilen mimar 1960’taki ‘’Modern Mimarlığın Temel Meseleleri’’ çalışmasıyla doçentliğe hak kazanır.

3. İlim insanlarıyla tanışmalar


Turgut Cansever, bu dikkat çekici akademik kariyeri bilim ve düşünce dünyasının mühim insanlarıyla yaptığı sohbetler sayesinde daha da geliştirir. Daha çocukluk ve gençlik yıllarında babacığı sayesinde Ahmet Hamdi Tanpınar, Asaf Halet Çelebi, Neyzen Emin Efendi gibi isimlerle tanışır, onların felsefi sohbetlerine katılır. Üniversite yıllarında sanat tarihi profesörü olan hocası Ernst Diez de onu çok etkiler.

4. Çalışma hayatı


1960’ta doçent olmasının ardından mimarî projeler üreten, hükümet ve belediyelerle çalışan Turgut Cansever henüz 1951’deyken kendi mimarlık ofisini de kurmayı başarır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi’nde iki eğitim dönemi boyunca proje yöneticiliği yapar. 1974’te İmar ve İskan Bakanlığı Danışmanlığı ve İstanbul Metropol Planlama Dairesi Başkanlığı görevlerini icra eder. 1975 ila 80 arasında İstanbul Belediyesi’ne danışmanlık yapar. 1983’te ise Mekke Üniversitesi’ne giderek eğitim programı hazırlayan heyetin danışmanlarından biri olur.

5. Önemli projeleri


Fotoğrafta gördüğünüz, Cansever’in Sadullah Paşa Yalı’sında yaptığı restorasyondur. İstanbul Metropolitan Planlama Çalışmaları, Marmara Bölge Planlama Çalışması, Ege Bölgesel Planlama Çalışması, 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım Düzce depreminden sonra hazırlanan, fakat uygulanamayan Yenişehirler Projesi büyük çaplı projelerinden dördüdür.

5. Beyazıt Meydanı projesi


Tam adı “Beyazıt Meydanı Yayalaştırma ve Düzenleme Projesi” olan ve 1958 – 61 yıllarını kapsayan ödüllü proje, Meydanı yoğun trafikten kurtarıp yayalara da açan bir plana sahiptir. Bu proje Turgut Cansever’in kendi deyimiyle “bir cennetin adım adım yok oluşunun dramatik hatıraları üzerinde gelişmiş bir hayalden hareket ederek” oluşturulur. Meydanın tarihçesini de Cansever’den kısaca dinleyelim: ‘’…1926’da, İstanbul’un kurtuluşundan sonra, şehirde yapılan ilk önemli iş olarak meydanı işgal eden yol ve dükkanlar kaldırıldı. Yeni düzenlemede meydanın ortasında bir oval-beyzi havuz yer alıyor ve bu havuz (Eski Harbiye Nezareti Kapısi) üniversite kapısı ile camii akslannın farldarından doğan çelişkiyi bir ölçüye kadar çözümlüyordu. 1957’de karayolu mühendislerinin yönetimi altında tarihi şehirde sayısız mimari abide yıkılıp yeni yollar açılırken Beyazıd Meydanı da tahrip edilerek yol ve meydan seviyeleri değiştirilerek bir karayolu kavşağı haline sokuldu.” Turgut Cansever bu açıklamalarının devamında 1960’da kendi projesinin seçildiğini, ancak binbir entrikanın, ağaç kesilmelerinin sürdüğünü anlatır. Ayrıca ödüllü projesinin tamamlanmadığını, meydanın yıllarca çöplük gibi kullanıldığını da ekler.

6. Üç kez Ağa Han Ödülü’nü alan tek mimar


Turgut Bey’in bilindiği kadarıyla seksen yedi projesi vardır. “Sâdullah Paşa Yalısı Restorasyonu” (İstanbul 1949-1951), “Anadolu Kulübü Oteli” (İstanbul 1951-1957), bunlardan birkaçıdır. Dünyada üç kez Ağa Han Ödülü’nü alabilen tek mimar olmasını sağlayan çalışmalarıysa: “Türk Tarih Kurumu” (Ankara 1951-1967), “Ahmet Ertegün Evi” (Bodrum-Muğla 1971-1973) ve fotoğrafta gördüğünüz “Demir Tatil Köyü” (Bodrum-Muğla 1983-) projeleridir. 1990’da II. Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamında verilen Büyük Ödül, 2005’te Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından her yıl verilen Kültür ve Sanat Büyük Ödül de Cansever’e layık görülür.

7. Turgut Cansever kitapları


“Mimar Sinan”, “Şehir ve Mimarî Üzerine Düşünceler”, “İstanbul’u Anlamak” gibi kitapları olan mimar, Bir Şehir Kurmak’ta da 1997-1998 yıllarında verdiği “Şehir Yönetim Düşüncesi” seminerlerinden hareketle Türkiye’nin şehirleşmesi üzerine eğilir. Bu önemli mimar ve düşün adamı 2009’da İstanbul Kadıköy’de hayata veda eder. Beyazıt Meydanı projesinin suiistimal edilmesiyle ilgili söylediği ve sonunda her şeye rağmen umutla bitirdiği şu sözleriyle içeriğimizi sonlandırıyoruz: Bugün de proje hakkında hiçbir fikir sahibi olmayan ve kim oldukları belirsiz kişiler, isimlerini açıklamadan ve sorumluluk yüklenmeden meydanda ilkel müdahalelerini sürdürüyorlar. Ancak Sahaflar Çarşısı girişinde büyük kestane ağacı altındaki açık kahve, cami çevresindeki ağaç altları ve meydanın otomobil parkı olmaktan kurtarılmış bulunması her şeye rağmen şehrin bu köşesinde insanlara büyük bir mimari abidenin çevresinde insanca yaşamak imkanı vermiş bulunuyor.

8. Turgut Cansever Beyazıt Meydanı için yaptığı tasarımı anlatıyor

Doğayla Sanat İç İçe: Belçika Ormanlarına Gizlenmiş Devasa Ahşap Heykeller

$
0
0

“Sanat, sanat için mi, yoksa toplum için mi?” tartışması yıllardır devam ediyor. Bazı sanatçılar yalnızca sanatını icra ederken, bazı sanatçılar ise toplumda farkındalık yaratmak amacıyla, değişik projeler üretebiliyorlar. Geçtiğimiz günlerde “yaşamı ve sürekliliği” temsil eden Endoznezya’daki “Nest Heykelleri”nden bahsetmiştik. Heykeltıraş Jason DeCaires Taylor’ın mercan resiflerinin yeniden oluşmasını sağlamak için bu su altı heykellerini yapmıştı. Ancak sanatını farkındalık yaratmak için kullanan tek sanatçı Jason D. Taylor değil. Danimarkalı sanatçı Thomas Dambo da, doğa içerisine yaptığı ahşap heykellerle insanları doğaya çekmeye çalışıyor.

Thomas Dambo, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yaşayan bir sanatçı

Çalışmalarını Recycle Art yani “Geri Dönüşüm Sanatı” olarak tanımlayan Dambo’nun dünyanın pek çok yerinde eserleri bulunuyor

Çalışmalarında, atık tahta, plastik gibi ürünleri kullanan sanatçı bunları heykellere ya da hayvan figürlerine dönüştürüyor

Sanatçının eserleri Çin, Irak, Brezilya, Florida, Meksika gibi pek çok yerde açık alanda sergileniyor

Yaptığı heykelleri doğayla bütünleştirmeyi seven Dambo amacının “insanları somut şehirlerden ve teknoloji çağından uzaklaştırıp doğal dünyaya bağlamak” olduğunu söylüyor

Çalışmalarında ise özellikle doğal dünyayı tehdit eden atıkları geri dönüştürerek kullandığını belirtiyor

Thomas Dambo’nun en güzel eserlerinden biri ise Belçika Ormanlarına yaptığı dev trol heykelleri

7 trol ve bir kuleden oluşan bu heykellerin yüksekliği 7 ile 18 metre arasında değişiyor

Heykellerin yapımında atık odun parçaları ile paletler kullanılmış ve 25 kişilik bir ekip tarafından yapılmış

Çocukluğundan beri hep fantastik bir dünya hayal eden sanatçı, bu hayalini gerçekleştirebileceği bir evren yaratmak istemiş

Ortaya ise birbirinden güzel bu heykeller çıkmış


Kaynak: 1 2

Fiyatları ve Tasarımlarıyla Ağzınızı Açık Bırakacak Dünyanın En Pahalı Arabaları

$
0
0

Oldukça pahalı olan bu arabalara belki bir otomobil tutkunu, belki bir koleksiyoncu, belki de çok zengin bir insan sahip olabilir ve onlar için bu arabalar paradan öte, derin anlamlar taşır. Otomobillerin sahip olduğu özellikler, konfor, dış tasarımı gözlerinizi kamaştırırken fiyatları da gözlerinizi yerinden çıkaracak. Klasik arabalardan spor arabalara, herhangi birini bir yere vurduğunuzu düşünmek bile can sıkıcı. Bakalım sahip olmak isteyeceğiniz en lüks araca karar verebilecek misiniz? İşte birbirinden pahalı arabalar…

16. Aston Martin Vulcan – 2,3 milyon Dolar


Bu araba üreticisi tarafından yalnızca pist kullanımı için üretilmiş ve otomobil tutkunları arabayı şaheser olarak nitelendiriyor. Sadece 24 adet üretilen Vulcan, 7 litrelik V12 motora sahip.

15. Ferrari F60 Amerika – 2,6 milyon Dolar


Ferrari’nin ürettiği bu araba isminden de anlaşıldığı gibi Amerika’ya bir jest olması amacıyla yapılmış. Bu araba Ferrari’nin üstü açık F12 model arabasından çok daha fazla özelliklere sahip. İç rengi ise bir klasik olarak yine kırmızı yapılmış.

14. Mercedes-AMG One – 2,5 milyon Dolar


F1 motorlu makineye sahip olan Mercedes’in bu modeli otomobil tutkunlarının oldukça dikkatini çekiyor. En belirgin özelliği ise daha ağır olmasını engellemek için kapı kolları kullanılmamış olması. Onun yerine yalnızca deri kayışlar var ve yine aynı sebepten yarış koltukları da oldukça ince tasarlanmış. Tüm bu özellikleriyle Mercedes-AMG One en pahalı arabalar arasında.

13. Pagani Huayra BC – 2,6 milyon Dolar


İtalyan üretici i Pagani, “BC” modeliyle daha önce çıkardığı Huayra modelinin önüne geçmiş ve daha fazla özellik eklemiş. Huayra BC Roadster’da bu modelden daha üstün özelliklere sahip bir diğer Pagani modeli.

12. Aston Martin Valkyrie – 2,6 milyon Dolar


İlk dikkat çeken özelliği renginin açıktan koyuya doğru bir geçiş yapıyor olması. İç kısmı Formula 1 tarzında dizayn edilmiş. Valkyrie’de 6.5 litrelik V12 motor bulunuyor. Hem iç hem dış tasarımı bakımından da oldukça dikkat çekici ve farklı özelliklere sahip.

11. Laferrari FXX K – 2,7 milyon Dolar


Ferrari’nin ünlü “XX” serisine katılan -şimdilik- son modeli olan FXX K, sadece 40 adet üretilmiş. Kullanıcılarına sınırsız sayıda otomobil yapacağını bu modelle göstermiş olan Ferrari için FXX K oldukça güçlü bir silah niteliğinde.

10. Bugatti Chiron – 2,9 milyon Dolar


Fransız otomobil üreticisi Bugatti’nin sergilediği bu aracın isminin “Chiron” olmasının bir sebebi var: Monakolu yarışçı Louis Chiron’un onuruna bu isim verilmiş. Bu lüks araç ortadan motorlu olma özelliğiyle ilgi çeker.

9. Ferrari Pininfarina Sergio – 3 milyon Dolar


Fiyatlarında sürekli artış gösteren Sergio, adını otomobil tasarımcısı İtalyan Sergio Pininfarina’dan alıyor. Bu araca ender rastlanıyor. Bunun sebebi ise Ferrari 458 Spider olarak üretilmesi düşünülürken yapısına bir de Sergio’nun özel gövde tasarımının eklenmesiyle oluşturulmuş olması. Üretilen bu araç İsviçre’ye satılmış.

8. Bugatti Veyron by Mansory Vivere – 3,4 milyon Dolar


Alman Volkswagen Grubu tarafından tasarlanmış ve Fransız otomobil üreticisi Bugatti tarafından üretilen bu otomobil, ortadan motorlu bir spor araba. Otomobil adını Bugatti’nin efsanevi yarış pilotu olan Pierre Veyron’dan alır. Bu araç dünyada 150 kişide var ve saatte 374 kilometre hız yapıyor.

7. W Motors Lykan Hypersport – 3,4 milyon Dolar


Bu arabanın en büyük özelliği Arap dünyasının ürettiği ilk süper spor otomobili olması. Otomobil dünyada yalnızca kişi tarafından kullanılıyor. Elmas kaplı ön farları bulunması, kontrol düğmelerinde altın ve platin kullanılması, motor kapağının altın kaplanmasıyla oldukça lüks bir otomobil.

6. Lamborghini Veneno – 4,5 milyon Dolar


Her açıdan kusursuzluğu düşünülerek tasarlanmış bu otomobil; iç tasarımı, ulaştığı hız ve adrenalin seviyesiyle otomobil tutkunlarını oldukça heyecanlandırıyor. Çift kişilik olarak üretilmiş araçta açılıp kapanabilir koltuklar da bulunuyor. Araçtan yalnızca 9 adet üretilmiş.

5. Koenigsegg CCXR Trevita – 4,8 milyon Dolar


İsveç yapımı otomobil olan Trevita, 2 kapılı olarak üretilmiş. Motoru 4700 cc hacminde ve 1018 ps güç üretir. Önemli bir özellik olarak da diğer arabalardan farklı olarak alkol yakıtla çalışan bir motora sahiptir. Tüm bu özellikleriyle Koenigsegg CCXR Trevita en pahalı arabalar arasında.

4. Bugatti Centodieci – 7,2 milyon Dolar


İtalyan otomobil üreticisi Bugatti’nin 110. yılına özel olarak ürettiği Centodieci, Bugatti’nin eski bir modeli olan EB110’nın devamı niteliğinde. Toplamda 8 adet üretilen bu otomobil, arkasındaki dev rüzgarlıkla oldukça dikkat çekiyor. Centodieci 0’dan 100 km/s hıza 2.4 saniyede çıkıyor.

3. Mercedes-Benz Maybach Exelero – 8 milyon Dolar


2 kilometrede 8 litre benzin tüketen Maybach Exelero, 351 km hıza kadar çıkabiliyor ve 4.4 saniyede 100kmh’a ulaşabiliyor. Araç özel sipariş üzerine üretilmiş ve 3 ton ağırlığa sahip. En büyük özelliği lastiklerin patlaması durumunda sizin bir şey yapmanıza gerek kalmadan lastiklerin kendini yenilemesi.

2. Rolls-Royce Sweptail – 13 milyon Dolar


Geçmiş ve günümüz otomobillerinin bir karışımı olarak oluşturulan Sweptail, markanın diğer bir modeli olan Phantom’un üzerine geliştirilerek tasarlanmış. Arka tarafı lüks bir yat görünümü verirken ön tarafı geçmişten akıllarda kalan klasik bir araba izlenimi veriyor. Tavan bölümü bagaja kadar panoramik bir camla kaplı. İç kısmından ise özel yapım bir deriden faydalanılmış.

1. Bugatti La Voiture Noire – 19 milyon Dolar


Bu aracı 1 şanslı kişi kullanabilir çünkü üreticisi tarafından yalnızca 1 adet üretildi. Özel olarak üretilmiş bu araç, “Type 57 SC Atlantic” aracından esinlenerek oluşturulmuş. Rengiyle de tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bu aracı kimin aldığı firma tarafından açıklanmadı fakat tahminler Ferdinand Porsche’nin torunu veya Volkswagen Grubu eski başkanı Dr. Ferdinand Piëch’in aldığı yönünde. Tüm bu özellikleriyle Koenigsegg CCXR Trevita en pahalı arabalar arasında ilk sırada yer alıyor.

Gerçeklik Algılarınızla Oynayacak Sanat Eserleri: Nakışla İşlenmiş Pastalar

$
0
0

Leslie Vigil kendini bir pasta sanatçısı olarak tanımlıyor. Vigil, o kadar ayrıntılı kreasyonlar yaratıyor ki kesinlikle bir sanat galerisinde sergilenmeyi hak ediyor. Son dönemdeki renkli goblen pasta koleksiyonu için, stilize edilmiş çiçeklerin, simetrik defne yaprağı desenlerinin ve diğer detayların yapımında nakış ve dikiş tekniğini kullanıyor. Sosyal medyada tam 100 bin takipçisi olan Leslie Vigil, gerçekten yaptığı pastalarla görsel bir şölen sunuyor.

Meksika etkisi


Bu pastalar kesinlikle Meksika geleneklerine bir saygı duruşu niteliğinde… Frida Kahlo‘yu benzer desenlere sahip bir elbise giymiş olarak hayal edebilirsiniz. Çalışmalarının bazılarında, Leslie farklı kültürel esintilerden de faydalanıyor. Örneğin Rus gelenekleri ve farklı kültürlerin etkilerini de onun özel tasarım pastalarında görebilirsiniz. Leslie bu konuyla ilgili: “Farklı kültürel geleneklerinden gelen tekstil dokularını harmanlama fikrini seviyorum” diyor.

Pastanın nakış gibi işlenmiş hali


Pasta sanatçısı Leslie Vigil, pastalarını oluştururken hayvanlardan, kaktüslerden ve hatta kristal formlardan ilham alıyor. Doğa esinli krema tasarımlarıyla çok katmanlı başyapıtlarını estetik bir biçimde süslüyor. En yeni rengarenk koleksiyonu için Vigil, nakış çiçek desenleri oluşturmak için pasta kreması torbası kullanarak nakış sanatında ustalaştı.

Bahar çiçekleriyle bezeli pastalar


Goblen olarak adlandırılan koleksiyonda sanatçı, defne yaprağı desenleri ve diğer çiçek desenleri yaratırken, pasta kremalardan ilham alarak yaptığı üç boyutlu çiçekleri kullanıyor. Bunu yaparken, nakış işlerinde kullanılan Meksika elbiselerini andıran goblen benzeri bir yüzey dekorasyonu yaratıyor ancak gerçekte Rus iplik işçiliği kullanıyor ve ilhamını bahar çiçeklerinden alıyor.

Hobisi mesleği oldu


Leslie Vigil, pastacılığa çocukken hobi olarak başladı ve annesiyle pastalar yapıyordu. Daha sonra bu hobisini mesleğe dönüştürdü. Ayrıca Paris’te prestijli bir aşçılık okulu olan Le Cordon Bleu akademiye girdi ve fırıncılık ve pastacılık eğitimini tamamladı. Oradayken, şeflerinin çikolata, pasta kreması, fondan ve şekerden harika kekler, heykeller ve şaheser yarattığına tanık oldu. Bugün, Güney California’da bir mağazası olan pasta sanatçısı, eserlerini satışa sunuyor fakat aynı zamanda kullandığı teknikleri ve tasarımlarıyla ilgili eğitim ve atölye çalışmaları da düzenliyor.

Doğa aşkının sanat hali


Yetenekli sanatçı yaratım sürecini: “Benim yarattığım pasta sanatına ilham vermek, sevgim ve doğaya duyduğum hayranlıktan geliyor. Botanik bir bahçede yürürken ya da kendi bahçemde kendi kaktüslerimi ve sukulentlerimi yetiştirirken çok huzur buldum. Pasta sanatımda da bu hissi yansıtmaya çalıştım. Tasarım sırasında çoğu zaman, bir zen anında buluyorum kendimi. Kremadan botanikler ve bitkiler yarattığımda, her zaman gerçek olanları aklımda tutuyorum. Nasıl büyürler, nasıl oluşurlar, ne kadar mükemmel ya da kusurlu olurlar?” diye açıklıyor.

Kaynak: 1 2

Hayal Gücünün Sınırını Zorlayan Kişilerin Elinden Çıkmış 20 Şaşırtıcı Tasarım

$
0
0

Hayal gücünün sınırı olmayan tasarımcılar, bu gücü hiç de frenlemiyor. Çiçekli pisuvar, çantanızı asacağınız bir sandalye, kitap kurtları için kütüphanedeki özel koltuklar… Birazdan göreceğiniz bu tasarımlar, sizi şaşırtacak ve tasarımcıların hayal gücünün sonsuzluğuna inanacaksınız. Tasarımlar “Bride Side” tarafından derleniyor ve biz de sizler de buluşturuyoruz. Bunlar yaratıcı beyinlerin bir sonucu!

1. “Çiçek şeklinde pisuvar olur mu” demeyin

2. Ancak tabak dolduğunda resmi görebilirsiniz

3. Muza basınca da kayabilirsiniz suya basınca da

4. Çantanızı asmanız için özenle tasarlanmış bir sandalye

5. Hannover Ticaret Fuarı’ndan ilginç bir kamyonet

6. Bu kütüphanede koltuk kapmanız gerekebilir

7. Kasetlerden oluşan bir kepenk

8. “Stranger Things“le ilgili Polonya’daki reklam bayağı gerçekçi olmuş

9. Kapı kolu sayesinde gireceğiniz odanın içini görebilirsiniz

10. Mutfakta camdan yapılmış bu bölme yerin dibini gösteriyor

11. Bu flash diskin içinde ne kadar alan kaldığına bakabilirsiniz

12. Sporseverler için tasarlanmış dambıl şeklindeki su şişesi

13. Otobüs kalabalıklaştığında katlanıp insanlara yer açan koltuklar

14. Yerden tasarruf sağlayan masalar, ranzalı yatakları andırıyor

15. Fıskiyelerden yapılmış balerin eteği

16. Bir kısmı duvarın arkasında gibi gözüken “kaybolan raf”

17. İsviçre yapımı su şişelerinin dibinde Alp Dağları var

18. Kanada’da paten kullananlar için yapılan bu tasarım, patenleri durdurmak için tasarlanmış

19. Apartmana girerken kullandığınız bu kod makinesi sayıları karıştırarak verdiği için arkanızdaki kişinin güvenlik kodunu görmesi artık imkansız

20. Evin zeminini söküp gelen bir masa var

Portekiz’in Funchal Kentinde Sanatı Sokağa Taşıyan 20 Kapı

$
0
0

Maderia Adaları, Atlas Okyanusu’nda Portekiz’e bağlı bir takımada. Birbirinden güzel kapılarıyla yazımıza konu olan Funchal ise bu bölgeye bağlı bir belediye. Yolunuz Portekiz’e, üstelik bir de bu adaya düşer mi bilinmez, ancak bu görsellere bakarak bir parça da olsa Funchal’ın sanat dolu sokaklarının havasını alabileceğinize eminiz. Funchal’daki sokaklar son derece dar, bu sebeple araçların geçemediği bu sokaklarda doya doya gezip bir sanat galerisinde dolaşırcasına kapıları seyredebiliyorsunuz. Çok sayıda insanın bölgeye gelmesini sağlayan bu fikir belediye meclisinden çıkmış. Restoranların, kafelerin, evlerin ve galerilerin kapılarının her biri birer tuvale dönmüş ve farklı sanatçılar tarzlarını bunlar üzerinden konuşturmuş. Gelin, lafı fazla uzatmadan Funchal’ın sokaklarıyla sizi baş başa bırakalım.

1.

2.

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10.

11.

12.

13.

14.

15.

16.

17.

18.

19.

20.

Kaynak: 1

Endüstriyel Malzemeleri Kullanarak Tarihi Figürlerin Heykellerini Yapan Darius Hulea

$
0
0

Darius Hulea, demirden, paslanmaz çelikten, bakırdan ve pirinç tellerden yapılan usta portreleriyle tanınan, Romanya’lı bir sanatçı. Sanatçı, heykellerini hayata geçirmek için çağdaş ve klasik sanatın unsurlarını başarıyla birleştiriyor. Darius, endüstriyel materyaller kullanarak onları, ünlü tarihi figürlerin tanınmış portrelerine dönüştürüyor. Romen sanatçıları, filozofları, şairleri ve diğer ünlü isimleri benzer şekilde betimleyerek heykellerini yaratıyor.

1. Ferdinand I


Büyüdüğü köyün folklorik el sanatlarından ilham alan Darius, sanatla ilgilenmeye bu ilhamla başladı. Sanatçının büyükannesi ve büyük büyükannesi geleneksel Romen geometrik kumaşlarını dokumuştur. Ayrıca, Darius’un, tarımsal aletlerle çalışmasını sağlayan ve oduncu olan dedesi ona ilham verdi. Bu şekilde sanatçı, endüstriyel malzemelere ilişkin içgörü kazandı. Böylece, heykeltıraş etkilerini ve ilhamlarını, tüm unsurları birleştirebileceği heykeller haline getirdi.

2. Filozof İon Dezideriu Sîrbu


Darius’un sanat eseri, kullanılan malzemeler ve icraatın kendisi nedeniyle çağdaş kabul edilirken, heykelleri klasik çizim ilkelerine dayanmaktadır. Çalışmaları, yorumlanmayı bekleyen bir oda dolusu eskiz gibi görünüyor. Metal teller, kurşun kalem vuruşlarına çok benziyor ve sanatçı onları somut 3D formlara dönüştürüyor.

Sanat eleştirmeni ve küratör Oliv Mircea, Darius’un sanat eserinin “canlılıktan ve dürüstlükten kesinlikle yoksun olmadığını, heykeltraşın gözlem gücü ve sanatsal analizinin sonucu olan ifade, tarzda yer alan kesin ve iyi bilinen bir zerafete sahip olduğunu” söylüyor.

3. Kraliçe Marie


Geçmişi canlandırmak için demir, paslanmaz çelik, pirinç ve bakır teller kullanan Romen heykeltıraş Darius Hulea, çağdaş ve klasik sanatı ustalıkla harmanlıyor. Bu endüstriyel malzemeler, Hulea’ya üç boyutlu çizimleri yaparken, metalleri dikkat çekici portrelere dökme imkanı veriyor. Eserleri sayesinde tarihin büyük aydınları ve sanatçıları yeni anlamlar kazanıyorlar.

Hulea, gençliği sırasında köyünde bulunan folklorik el sanatlarına tanık olmasıyla ilk olarak heykele başlamıştır. Büyükannesi ve büyük büyükannesi, günümüzde hala kullanılan geleneksel geometrik kumaşları dokumuştur. Öte yandan büyükbabası, Hulea’ya endüstriyel malzemelerin gücü hakkında erken bilgiler veren tarımsal araçlarla çalışmıştı. Böylece Hulea ilgi alanlarını birleştirebileceğini fark etti ve resimden heykel sanatına geçiş yaptı.

4. Filozof Mircea Eliade


Modern Romen sanatçı, heykel parçalarının fotoğrafları paylaşırken altına şu notu düştü: “İnsanların geçmişe dayanıklı materyalleri ile yeni bir şekilde çizmekten başka bir şey yapmadığımı anlayacağını umuyorum. Bir sanatçı olarak mitolojik düşüncelerden, Rönesans çağı düşüncelerinden ve modern düşüncelerden üç boyutlu örnekler bularak, bizi tanımlayan ve bizi biz yapan geçmişi keşfedebilirim ve araştırabilirim.”

5. Heykeltraş Constantin Brancusi


Romen sanatçı, neredeyse sınırlaması olmayan bir malzeme olduğu için metalle çalışarak sanatsal özgürlüğü buluyor. Eğilebilir, yeniden şekillendirilebilir ve birçok yönden değiştirilebilir böylece Darius portrelerini istediği şekilde yaratmakta özgürdür. Darius konuyu şöyle açıklıyor: “Portre galerisi, resmedilen her bir insanın kahramanca varlığının metafiziksel boyutunu hiçbir şekilde açıklamıyor ya da anlatmıyor, bir varlığı açıklamıyor. Çünkü bir varlığın ortadan kaldırılması, bir şeyi azaltarak değil, onu bir şeyler koyarak gerçeğe dönüştürmesi anlamına geliyor. Bu eserlerin tüm görkemi, bünyesinde barındıran kişinin şanlı doğasından ileri geliyor.”

Metal tellerden gelen özgürlük


Metal malzemelerle çalışarak, Hulea sanatsal özgürlüğü bulur. İnce tellerle gölgeleme yaratabilir, daha kalın metal tellerle kalın konturlar üretebilir. Sınırlamaları olmayan bir materyal olarak, geçmişin bir bölümünü yeni bir izleyici kitlesine sunarken, aynı zamanda çizimlerini yapmakta da serbesttir.

Kaynak: 1 2


Doğanın Büyüleyici Tonlarını Yansıtan 15 Renkli Saç Tasarımı

$
0
0

Doğadan hangi parçayı saçlarınızda taşımak isterdiniz? Sıcacık tonlarıyla ayçiçeği, kusursuz renk geçişleriyle gökkuşağı veya büyüleyici Kutup ışıkları… Evet, bu manzaraların hepsi Amerikan Tasarımcı Ursula Goff’un doğayı resmettiği renkli saç tasarımlarında buluşuyor. Cesur ve iddialı renkleriyle büyüleyecek tasarımlar için sizi hemen yazımıza alalım. Bakalım sizin renginiz hangisi?🌈

1. Biraz sarı, biraz mavi, aralara da çok az kızıllık. İşte oldu!

2. Ayçiçeğinin güneşle dansı

3. Tüm evreni saçlarına sığdırmak isteyenlere gelsin

4. Gri, bulutlu bir havada çıkan gökkuşağı kadar pozitif insanlar için

5. Gitmesek de görmesek de Kutup ışıklarının başımızın üstünde yeri var

6. Akşamüstü güneş henüz batmamışken

7. Yine bir ayçiçeği fakat bu kez yalnızca gövde renkleri

8. Bu renk de tüm tatilseverler için

9. Tam mısır örgüsü yapmalık

10. Eğer çiçekleri koklamak size yetmiyorsa rengini saçlarınıza uygulayın

11. Ahşabın sıcak dokunuşları

12. Kutup ışıklarından vazgeçemeyenlere bir öneri daha

13. Mavi ve yeşil sizin renginizse mutlaka denemelisiniz

14. Kırmızı çiçeğin büyüsüne kapılmamak elde değil

15. Bu tasarım da mor rengi sevenlere gelsin

Daha fazla saç tasarımı görmek için Ursula Goff‘un sayfasına bakabilirsiniz.

Amerika Tarihine Yön Veren 43 Başkanın Ölümsüzleştirildiği Heykeller

$
0
0

Geçmişten günümüze, dünyadaki güç dengesinde önemli bir yere sahip olan Amerika, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra süper güç olarak karşımıza çıktı. Dünya ekonomisini belirleyen ülkelerden biri olan Amerika’da şimdiye kadar Donald Trump dahil 45 başkan görev yaptı. George Washington’dan, Andrew Jackson’a, Abraham Lincoln’dan John F. Kennedy’e… Amerika’nın tarihini değiştiren başkanların heykelleri, Virginia’da ziyaretçilerini bekliyor. Peki bu heykellerin sırrı ne?

Virginia eyaletinin Williamsburg kentinde yer alan ve 43 Amerikan başkanına ait olan heykeller görenleri kendine hayran bırakıyor

Bu etkileyici büstlerin boyutu 18 ile 20 metre arasında değişiyor

Amerikan tarihine yön veren başkanların heykelleri, Başkanlık Parkı projesi kapsamında yapıldı

2004 yılında açılan başkanlık parkı 2010 yılına kadar pek çok ziyaretçiyi ağırladı

Bu süreç içinde ise pek çok heykel çeşitli sebepler nedeniyle zarar gördü

Başkanlık Parkı’nın bulunduğu 10 dönümlük alan daha sonra, mali sebepler nedeniyle satıldı

Parkı yeni sahibi ise heykelleri restore edip, parkı yeniden ziyaretçilere açmak istiyor

Ayrıca, heykeller arasına ABD’nin 44. başkanı olan Barack Obama ve 45. başkanı Donald Trump’ın da heykellerini eklemek istiyor

Park yeniden açılana kadar ise, ziyaretçilerin girişine izin verilmiyor. Öyle ki parkın birçok noktasında “izinsiz giriş yok” tabelaları asılı

1.

2.

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10.

11.

Kaynak: 1 2

Gördüğünüzde Hayatı Sorgulamanıza Neden Olacak 19 Saçma Tasarım

$
0
0

Eğer estetik bir görüntüye sahip kullanışlı ürünleri seviyorsanız bu liste, keyfinizi biraz kaçırabilir! Birazdan göreceğiniz başyapıtların mimarları, eminiz ki bu mükemmel fikirleri ortaya çıkarabilmek için çok çalışmıştır. Başka türlüsü mümkün değil gibi duruyor… Hazırsanız başlayalım, işte gördüğünüzde “Bu nasıl bir hayal gücü?!” demenize neden olacak birbirinden saçma 19 tasarım!

1. Kot çizmeler mi?

2. Sadece soruyoruz… Neden?!

3. Gözlerinize inanabilirsiniz. Bu gerçekten kottan yapılmış bir iç çamaşırı…

4. Batan bir Titanic görüntüsüne sahip bu şişme kaydırak…

5. İşe bu arabayla gittiğinizi düşünebiliyor musunuz?

6. Bu kimin fikriydi?!

7. Volkswagen Beetle bisiklet

8. Bu telefonun neden üretildiğini çok merak ediyoruz…

9. Anahtarları cebinde taşımak mı? Çok demode…

10. Yastığın etiketine destan yazmışlar

11. Eşi benzeri olmayan bir tasarım

12. Uçmaya hazır mısınız?

13. Hem çekici hem tuhaf bir tasarım

14. Istakoz motosiklet

15. Neyse ki modası çoktan geçti

16. Bu mutfak dolaplarını temizlemek düşündüğünüzden daha zor olabilir

17. Klozeti koymak için daha iyi bir yer bulamadınız mı?

18. “Teşekkürler anneanne!”

19. Kedinin mutlu mu yoksa üzgün mü olduğunu tam olarak anlayamadık…

Kaynak: 1

Camı Kırarak Ortaya Harika Portreler Çıkartan Sanatçı: Simon Berger

$
0
0

Konu sanat olduğunda teknik becerilere sahip sanatçıların kendilerini çok daha iyi ifade ettiğini görebilirsiniz. Bunlardan biri de Simon Berger! Ortaya harika portreler çıkarması için kendisine bir adet keski ve bir adet çekiç vermeniz yeterli. Arkanıza yaslanın ve izleyin… Bu başarılı sanatçının camları kırarak yaptığı portrelere inanamayacaksınız! İşte birbirinden ilginç o görüntüler.

1. “Camda çok fazla potansiyel var. Ben de bunu daha önce kimsenin kullanmadığı bir teknikle birleştirdim.” diyor Simon

2. İlk olarak tahta üzerinde çalışan Simon, tüm materyalleri bir bir denediğini söylüyor. Hatta bir hesap makinesinden bile portre yaratmış

3. Simon, ilk olarak portrenin dış çizgilerini oluşturuyor ve devamında nereyi kırıp kırmayacağına karar veriyor

4. İnsanların yüzlerinin kendisini her zaman etkilediğini belirten Simon, kolaylıkla kırılmayan camlar kullanmaya özen gösteriyor

5. Simon Berger’in eserlerini görmek istiyorsanız İsviçre’ye minik bir yolculuk yapmanız gerektiğini belirtelim

6. Baktığınızda büyülenmemek mümkün değil…

7. Gerçekten harika!


Kaynak: 1

Bozuk Yolları Sıra Dışı Graffitileriyle Protesto Eden Hint Ressam

$
0
0

Hindistan’da yol bakımı, ülkede yaşayanların en büyük problemlerinden biri. Her yıl yüzlerce kişi yoldaki çukurlar nedeniyle yaralanıyor, hatta ölebiliyor. Yoldaki bakımsızlık pek çok aracın kaza yapmasına da neden oluyor. Burada yaşayan ünlü ressam Baadal Nanjundaswamy da yolda oluşan çukurların kapatılmaması konusunda belediyeleri protesto etmek için oldukça yaratıcı bir yöntem buldu. Hint ressam, çukurların olduğu yerlere graffiti çizerek hem halkın dikkatini çekiyor hem de belediyeleri protesto ediyor. Ressamın çalışmalarına gelin yakından bakalım…

Hindistan’da yol bakımı ciddi bir problem. 2017 yılında yalnızca çukurlar sebebiyle 3 bin 597 kişi hayatını kaybederken 25 bin kişi de yaralandı

Hint Ressam Baadal Nanjundaswamy ise bu soruna dikkat çekmek için grafiti çalışmaları yapıyor

Nanjundaswamy, yaptığı 3D resimlerle tanınıyor

Çizdiği 3D grafitilerle güncel sorunları protesto eden ressam, çalışmalarını sosyal medya üzerinden de paylaşıyor

Böylece ressam, pek çok kişiyi bu sorundan haberdar ederek destekçi kazanıyor. Sanatçı ayrıca geçtiğimiz günlerde bozuk yollara dikkat çekmek için astronot kıyafeti giyip “Ay’a ilk adım”a esprili bir gönderme yaptı

Nanjundaswamy, takipçilerine destekleri için teşekkür etti ve sosyal medyasında yol bakım çalışmalarının videosunu paylaştı. Ünlü ressamın ışıklar eşliğinde yaptığı yürüyüş, “Ay’a atılan ilk adım”a benzetildi ve delik deşik olmuş yol sebebiyle de uzayda yürüyormuş hissi oluştu.

Destekçilerin paylaşımları sayesinde bu videosu 79 binden fazla izlendi ve bu destek sonucunda belediyeler harekete geçti. Böylelikle yol bakım çalışmaları başladı


Ünlü Ressam Nanjundaswamy videoyu “Merhaba BBMP” mesajıyla paylaştı. Yol bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından yine kendi sosyal medyasında takipçilerine, çalışmaların kısa süre içinde bitirildiğini ve herkese destekleri için teşekkür ettiğini söyledi.

Her zaman bir sanatçı olmak istediğini söyleyen Nanjundaswamy, Hindistan’da çizimlerine devam ediyor

Çukur bulduğu her yere graffiti çizerek belediyeleri uyarırken, diğer yandan insanların o çukurlara düşmesini de engelliyor

Nüfus yoğunluğu fazla olan ülkede trafik yoğunluğu da oldukça fazla

Ülkedeki çukurlar her yıl binlerce kazaya sebep oluyor

Hindistanlı sürücüler çukurları bu graffitiler sayesinde fark ediyor

Çukurlar için çizilen graffitilerin her biri farklı tasarımlara sahip

İşte sanatçının tasarımlarından birkaçı…

1.

2.

3.

4.

Kaynak: 1

Viewing all 353 articles
Browse latest View live